Üzengi bacak görünümü orta ve ileri yaş gruplarında yaşam kalitesini düşürüyor – SAĞLIK

Diz eklemi sorunları orta yaş ve sonrasında yaşam kalitenizi ciddi şekilde etkileyebilir. Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Op. Ömer Yonga, “Bacaklardaki şekil bozuklukları ve bükülmeler, altta yatan sorunlarla birlikte ortaya çıktığı için kişiyi hem fizyolojik hem de psikolojik olarak etkiliyor” dedi. Diz eklemi dizilim bozukluklarının yüksek tibial osteotomi ile düzeltilebileceğini anlatan Op. Dr. Yonga şunları söyledi: “Bu şekilde kozmetik sorunları ortadan kaldırmak, hastanın ağrısını azaltmak ve hareket kabiliyetini yeniden sağlamak mümkün oluyor. “Ayrıca total diz protezi ameliyatı ihtiyacını da azaltabilirsiniz” dedi. Günümüzde 40-65 yaş arası orta yaş grubu olarak kabul edilmektedir. Elbette yaş ilerledikçe diz ve kıkırdak sorunları daha sık görülüyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı, bu yaşlardaki diz sorunlarının birbiriyle bağlantılı sorunlar olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Ömer Yonga şöyle açıklıyor: “40 yaş sonrasında diz önü ağrısı, diz kapağı kıkırdağının aşınması veya menisküs yırtığı gibi sorunlar daha sık görülür. İleri yaşlarda kıkırdak hasarı veya diz artriti olan osteoartrit ortaya çıkabilir. Aynı zamanda bağ dokusu sorunları da ortaya çıkabilir. Özellikle son yıllarda daha sık gördüğümüz bir diğer durum ise 40 yaşına kadar hiç spor yapmamış kişilerin aniden spor yapmaya başlaması, menisküs, çapraz bağ ve yan bağlarda yaralanmalara neden olması ya da tendonlarda tendinit veya bunyon şikayeti yaşamasıdır. alt uzuvlar. diz bağ dokusu.ŞİKAYETLER ÖN DİZ AĞRISIYLA GÖSTERİLİYOROp, 40 yaşından sonra hastaların şikayetlerinin genellikle diz kapağı ile diz arasındaki aşınma ve yıpranmadan kaynaklandığını söyledi. Dr. Yonga, bu durumun ortaya çıkmasını 35-40 yaşlarından sonra vücudumuzdaki yıkım sürecinin artmasına bağladı. Op. Dr. Yonga, “Vücudumuzdaki terazi dengesi 35-40 yaşlarından sonra tersine dönmeye başlıyor. Yapım ve yıkım süreçlerinde dengeler değişir; Yıkım arttıkça inşaat azalıyor ve doğal olarak yaşlanma süreci başlıyor. Bunun sonucunda özellikle bu yaş grubunda merdiven inip çıkmada zorluk, dizlerde gürültü gibi şikayetlerle doktora başvuru sayısında artış görüyoruz. Önlem alınmazsa zamanla kıkırdaklarda aşınma ve yıpranma artar” dedi.Destekli bacak görünümü altta yatan sorunla birlikte gelişirÖzellikle 40 yaş sonrasında ortaya çıkan bir diğer sorun ise diş teli görünümü denilen durumdur. Bacaklardaki bu şekil bozukluğu ve bükülmenin atın altta yatan sorunlarıyla birlikte ortaya çıkması nedeniyle kişiyi hem fizyolojik hem de duygusal açıdan etkilediğini söyleyen Dr. Yonga şöyle açıkladı: “Zamanla ağrı, eklem sertliği ve eklemdeki kıkırdak parçalanması gelişebilirken, yaş ilerledikçe hastanın iç bacağındaki kemikli kısım ezilmeye ve çökmeye başlıyor. Bu duruma neden olan birçok faktör vardır ve osteoporoz da bunlardan biridir. Kemik yoğunluğunun azalması, kemiklerin zayıflamasına ve deforme olmasına neden olarak bacakların yanlış hizalanmasına neden olabilir. Diz ekleminin artriti, eklem kıkırdağının aşınmasına ve kemiğin deformasyonuna neden olabilir, bu da diz ekleminin iç kısmında daha fazla hasara neden olabilir ve bacakların dışarı doğru bükülmesine neden olabilir. “Ayrıca obezite, genetik faktörler ya da travma nedeniyle dizlere binen yükün artması da destekli bacak görünümünün ortaya çıkmasında etkili olabilir.”BEDEN KİTLE ENDEKSİ ARTTIKÇA SORUN DAHA NET HALE GELİYORYaş ilerledikçe sorunun vücut kitle indeksinin artmasına paralel olarak daha da belirginleştiğini vurgulayan Dr. Dr. Yonga, “Hastalar 'Son 5 yılda deformitem ve braketli bacağımın görünümü arttı' diyor. Üstelik “kısaldım” diye yakınıyor. Kadınlarda osteoartrit görülme ihtimali erkeklere göre daha fazla olduğu için kadınlarda eklemli bacak gelişme riski de artıyor” dedi. HASTANIN DURUMUNA GÖRE TEDAVİ PLANI OLUŞTURULURBu rahatsızlıklara sahip hastaların tedavi yaklaşımında belirli algoritmalarla çalıştıklarını belirten Dr. Yonga, şu bilgileri verdi: “İlk değerlendirmede hastada gözle görülür bir bacak çarpıklığı ortaya çıksa bile öncelikle hastanın açısal değerlendirmesini yapıyoruz. Ortoröntgenogram dediğimiz bacak uzunluğunun röntgeninin çekilmesi. Ayrıca MR görüntüleme ile de o bölgeyi değerlendirerek bu bölgelerdeki kıkırdak dokuların ve yumuşak dokuların nasıl etkilendiğini görüyoruz. Sonuçlara göre hastamızın tedavisine devam ediyoruz. Öncelikle hastaya steroid olmayan tedaviler veya fizyoterapi egzersizleri verebiliriz. Bu egzersizler sonrasında hastanın kasları güçlendikçe kıkırdak dokusu güçlenir ve diz kapağı ile diz arasındaki sürtünme miktarı azalır. Açısı ve derecesi çok yüksek olmayan hastalara tabanlık öneriyoruz. Kişiye özel bazı tabanlıklar zamanla hastaların şekil bozukluklarını bir nebze düzelterek şikayetlerini ortadan kaldırabilmektedir. Ancak rahatsızlık şiddetli ise ameliyat devreye giriyor.”ÖZELLİKLE İLERİ YAŞ GRUPLARINDA CERRAHİ EKLEMLERİ KORUR.Bacağını düzeltmek için yapılan tibial osteotomi ameliyatının yapıldığını söyleyen Op. Dr. Yonga, şu bilgileri verdi: “Bu ameliyatla dizin aşınmış veya hasar görmüş bölgesinden yükü aktararak ağrıyı azaltmayı hedefliyoruz. hem sağlıklı tarafa doğru, hem de diz ekleminin daha iyi hizalanmasını sağlayarak hareketliliği arttırır. Sonuç olarak diz eklemine uygulanan baskıyı yeniden dağıtarak eklem ömrünü uzatmak ve total diz protezi gibi daha büyük ameliyatları geciktirmek mümkün oluyor.”HASTA SEÇİMİ ÖNEMLİArtroskopik cerrahi yardımıyla yapılan tibial osteotomi ameliyatının doğru hastalara oldukça etkili bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Op. Dr. Yonga şöyle devam ediyor: “Ameliyat sonrası hastalarımızın dizlerini tamamen açıp kapatmalarına izin veriliyor. Eklem açıklıklarının yeterli olduğu ve ağrının kontrol altına alındığı doğrulandıktan sonra hastalarımızı iki gün içerisinde tamamen ayağa kaldırıyoruz. Ameliyatlı bacağa bir miktar ağırlık verilerek yürüteçle yürümesi sağlanır. Bu işlem her iki bacağa da aynı anda yapılabilse de en doğrusu tek bacak üzerinde sıralı olarak yapılmasıdır. Hastanın toparlanması yaklaşık iki ay sürer. Bacağını tamamen yürüyebilen hastalarımız bundan sonraki süreç fizik tedavi ile birlikte yapıldığında protez ameliyatına ihtiyaç duymadan normal hayatlarına dönebilmektedirler.” Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir