AB üyelerinin ekonomik uyum sorunu
Uygun ekonomik politikaların tek başına euro kulübüne girmek için yeterli olmadığı bilinmektedir. Gerçek istikrar ve uyum için bu politikaların disiplinli bir şekilde sürdürülmesi gerekmektedir. Reel Ekonomide ise reel ekonomik uyum ve gelir dengesizliği kavramları incelenmektedir.
Avrupa Birliği’ne üye devletlerin, tek para birimi olan Euro’ya katılmak için 4 kriteri karşılamaları gerektiği bilinmektedir. Ancak, mali krizden çıkarılan en önemli ders, euro kulübüne katılanların istikrarlı bir şekilde güçlü ekonomi politikaları uyguladıklarıdır. Üye devletler, sürdürülebilir koordinasyon politikalarını sürdürmeli ve düşük gelirli ülkelerin daha zengin ülkeleri yakalaması için çalışmalıdır.
Bir ülkenin euro kulübüne girmesi için, Maastricht uygunluk kriterlerini karşılaması gerekmektedir. Ancak, kulübe girdikten sonra, yeniliklerin sürekli olarak yapılması gerekmektedir. Düşük gelirli ülkelerin, diğer üyelerle rekabet edebilmesi için ülkedeki işgücünün üretkenliğinin artması gerekmektedir. Bu önlemler, enflasyonu kontrol altında tutar ve ülkeyi büyük şoklara karşı dirençli hale getirir.
Portekiz, kriz sırasında iflasın eşiğine gelen bir ülke olarak, verimliliğe dayalı reformlar uygulayarak daha zengin avro bölgesi ülkelerini yakalamayı hedeflemektedir. Ancak, ülkede ortaokul diploması olmayan neredeyse dörtte birlik bir nüfus ve dijital beceri eksikliği gibi sorunlar vardır. Bu nedenle, ülkenin yeni ekonominin fırsatlarını tam olarak değerlendirebilmesi için işgücünün kalitesini artırması gerekmektedir.
Ekonomistlere göre, büyümenin üç ana kaynağı vardır: çalışmak, yatırım yapmak ve verimlilik artışı sağlamak. Avrupa’da nüfusun azalması, artan işgücü sayısı için engel teşkil ederken, diğer iki kaynak olan yatırım ve verimlilik de kriz öncesi seviyelerin altında kalmaktadır. Bu nedenle, üye devletlerin ekonomik reformlar yapması, Ar-Ge harcamalarına yatırım yapması ve liderlerin sorumlu bir şekilde davranması gereklidir.
Krizlerden kaçınmak için öğrenilmesi gereken derslerin iyi çalışılması ve gelecekteki krizlerin daha az derin olması için gelişen eğilimlere uyum sağlanması gerekmektedir. Bu, sadece Avrupa Birliği için değil, tüm ülkeler için önemlidir.